19 Mar 2009

BU SİTE www.neysitesi.com SİTESİNİN BLOG VERSİYONUDUR.FOTOĞRAF,ŞEMA VE CİZİMLERiN ÜZERİNE TIKLAYARAK ORJİNAL BOYUTTA GÖREBİLİRSİNİZ

17 Mar 2009

NEY


Ney Milattan önce 5000 yıllarından beri bilinen ve Mezopotamya’dan dünyanın çeşitli yörelerinde yayılmış kamıştan yapılmış üflemeli bir sazdır.İsmini Farsça da kamış anlamına gelen nay sözcüğünden alır.Türklerin islamiyeti seçmesi,özellikle Mevlana hazretlerinin neyi olgunlaşmanın sembolü olarak görmesi,değer vermesi Türklerin ney sazına bakış açısını değiştirmiş ,sıradan bir saz olmaktan çıkarıp Tasavvuf musikimizin ve Klasik Türk musikisinin baş sazı haline gelmesine sebep olmuştur.



Mevlevilikte Ney ve Kudüm’ün yeri başkadır.Neysiz,kudümsüz ayin olmaz,diğer sazlar olsa da olmasa da olur.Mevlevi neyzenler perdeler arası uzaklıklar ve farklar daha belirgin ve sesleri insanlarda manevi hisleri daha kolay etkilediği için daha çok şah gibi pest ahenkteki neyleri üflemeyi tercih etmişler kısa neylere fazla itibar etmemişlerdir..Günümüz icralarında ise ,maalesef daha çok bolahenk nısfiye,süpürde,kız ve mansur neyler kullanılmaktadır.Klasik Türk musikisinin referans sazı neydir .Mutripte yer alan tüm sazlar akortlarını neye göre yaparlar.İcralar da kız,mansur,bolahenk,süpürde gibi ney isimleriyle anılan ve neylerin akortlarına (ahenklerine) göre düzenlenmiş sisteme göre yapılır.Mutribin (saz heyetinin) başı neyzenbaşıdır.Ney perdesiz bir sazdır nefes şiddeti değiştirilerek pesleştirme ve tizleştirmelerle ses sınırları içindeki tüm sesleri verebilir.Neyzenin sazına hakim olabilmesi için çok iyi kulağa sahip olması gerekir.Türk musikisinin de hiçbir perdesi sabit değildir. Perdeler bir noktayı değil belli bir aralığı temsil eder.Türk musikisi sazları perdesiz sazlar olmalıdır.İcralar gönülden,duyarak yapılmalıdır.Bu yüzden Türk musikisi yaşayan bir musikidir.Batı müziği gibi çelik kafeslerle sınırlandırılmamıştır.Bizim musikimizde aynı eseri her icra edişimizde ortam ve duygular farklı olduğundan bir önceki icradan mutlaka küçük nüanslarla da olsa farklılık vardır. Perdeli sazlarda sesler perdelerle sınırlara bölündüğü için,bu sazlar sınırlar arasında kalan sesleri veremezler.Bu yüzden perdeli sazların Türk musikisinde kullanılması sakıncalı ve musikimizi kısıtlayıcıdır.





Teknik yapısı: Ön yüzünde 6 delik ve arka yüzün tam ortasında yer alan 1 delik parmaklarla açılıp kapatılarak icra edilir.Melodi kamışın iç yan yüzeyine nefesin çarptırılmasıyla titreşen hava tüpünün parmak yardımıyla boyutlarının değiştirilmesi, nefes şiddetinin arttırılıp,azaltılması ve başın eğiminin değiştirilmesiyle farklılaşan kombinasyonlarla oluşturulur.Doğal bir malzeme olan kamıştan yapıldığı için her neyin sesi tını olarak farklıdır.Bu farklılık kamışların yapılarının aynı olmamasından kaynaklanır.Akort olarak frekanslar aynı olsa bile seste renk olarak farklılık hissedilir.Aynı durum fabrikasyon plastik neylerde görülmez aynı neyzen üfledikten sonra ,aynı yapıdaki plastik neylerden aynı tınıda ses çıkar.İşte neyi diğer enstrümanlardan ayıran en önemli özellik budur.Neylerde insanlar gibi kişilik ve çeşitli özelliklere sahiptir. Ney yaklaşık 250 yıl kadar önce kutb-u Nayi Osman dede tarafından aşiran deliği açılarak ve (ilk defa kim tarafından uygulandığı bilinmeyen) başpare eklenmesiyle bugünkü kullandığımız yapısına kavuşmuştur.Her transpozisyona (ahenk’e) göre açılmış neyler modern muziğin tüm gelişmelerine ayak uyduracak durumdaki belki tek Türk musikisi sazıdır.


BAŞLANGIÇ ÖNERİLERİ


Tutuş ve Üfleme yönü : Mevlevi geleneğine göre geleneksel tutuş pozisyonu sağ el üstte tutuştur.Eğer daha önce herhangi bir üflemeli enstruman öğrenilmemiş,sol el üstte tutma alışkanlığı edinilmemişse yeni başlayan neyzen adaylarına sağ el üstte tutmak önerilmelidir.En azından geleneksel tutuşun bu olduğu hatırlatılmalıdır.Bundan sonra neyzen adayı eğer zorlanıyor ve sol üflemeyle daha başarılı olacağı gözleniyorsa seçim ona bırakılmalıdır.Bazı ustalar sol üfleme pozisyonunun avantajları olduğunu söylese de ilk seçim her zaman gelenekten yana kullanılmalıdır.Doğru tutuş pozisyonu ,hangi el üstte ise baş o yöne dönük şeklinde olmalıdır.


Neyi kendimize uygun yönde tutmayı öğrendik,Şimdi parmakların delikler üzerine yerleştirilmesi üzerinde duralım.Hangi elimizi yukarıda tutuyorsak o elin baş parmağı arkadaki aşiran deliği üzerinde olacak.Aynı elin yukarıdaki üç parmağı (serçe parmak kullanılmaz) neyimizin ön yüzündeki ilk üçlü delik grubu üzerine parmakların ucuyla değil,ikinci eklemdeki yumuşak dokuyla kapatılacak şekilde konulacak.




Aşağıdan tutacak olan diğer elimiz üfleme yönümüzün ters tarafındaki diz üzerine yerleştirilecek ve bu elin başparmağı ney arkasından destek yapacak şekilde dayanacak,ön yüzdeki üç parmak ta aşağı üçlü delik grubunu kapatacak şekilde delikler üzerine konacak.



Neyzen ters yöne doğru üflüyor,hangi eli üstte tutuyorsak başımız o taraftaki omzumuza doğru dönük olacak.Neyzenin ikinci hatası ise aşağıdaki elini diz üzerine desteklememek.Bu şekilde aşağıdaki elin parmakları desteksiz kaldığından rahat kullanılamaz.




Bu fotoğrafta ise neyzen adayımız ilköğretimdeki blok flüt eğitiminden kazandığı alışkanlıkla Neyinin perdelerini parmak uçlarıyla kapatmaya çalışıyor.Kısa neylerde hissedilmese de,İleride uzun neyler üflemek istediğinde asla yetişemeyecek ve bu alışkanlıktan mecburen vazgeçmek zorunda kalacak.Bu sebeple yanlış parmak pozisyonunu en başta düzeltmek ileride zorlanmamak açısından akıllıca olacaktır.







Ney’den ses çıkarma:

Neyden ses çıkarmak ,biraz şans işidir.Bazı adaylar hemen ses çıkarır,bazıları birkaç gün uğraşmak zorunda kalır.Hemen ses çıkarmak ney üflemede çok başarılı olunacağın belirtisi olmadığı gibi,birkaç gün uğraşmak başarısızlığın göstergesi değildir.Ses çabuk yada geç öğrenilir.Önemli olan sesin temiz,net ve doğru ses olmasıdır.Bu zamanla kazanılacak bir alışkanlıktır.

Ses çıkarmanın en kolay yolu dudakları büzüp,sanki başparenin keskin kenarını öpecek gibi ileri doğru çıkarıp, kalın tonda ıslık çalacak yada “huuuu” sesi çıkaracak gibi derinden üflemektir. Ney üfleme şekli düdük yada borazan üfleme şekillerine hiç benzemez,adı geçen aletlerden ses çıkarmak için yanaklarımız ve ağız boşluğumuzda sıkıştırdığımız basınçlı havayı şiddetle üfleriz.Bu metot neyde işe yaramaz.




Neyden ses çıkarmak için ağızdan değil,ciğerin alt kısımlarında tuttuğumuz havayı diyafram desteğiyle kontrollü bir şekilde,nefesin tamamı başparenin kenarına çarpıp içine gidecek şekilde üflemek gerekir. Bunun için dudaklarımız, neredeyse tamamını kapatacak şekilde başparenin üzerine konacak yanda kalan dar açıklıktan nefesimizi kenara çarptırarak ses kutusuna sevk edeceğiz.İlk başlarda çeşitli sesler çıkacaktır doğru ses arka deliği açıp kapattığımızda değişen kullanışlı melodik sestir. Doğru sesi bulduğumuzda,yukarıdan aşağı doğru tek tek delikleri kapayarak inip,uzun seslerle,tüm delikler kapalıyken ses çıkarmayı başarıncaya dek çalışmamız gerekir.


Nefes devreleri:

Neyden ilk çıkan ses muhtemelen (arka delik kapalı,diğer perdeler açık) 2. devre ılık nefesle çıkardığımız neva sesidir.Bu ses aşağıda anlatacağımız nefes devrelerinden 2. kademedeki sestir.
1. devre sesler dem seslerdir,uzun süre çalışma gerektirir.
2. devre sesler ise yukarıda bahsettiğimiz ilk çıkan seslerdir.
3. devre sesler ise nefes şiddetimizi arttırarak ve dudağımızı az daha büzerek elde edeceğimiz seslerdir.
4. devre sesler ise nefes şiddetimizi biraz daha arttırarak ve dudağımızı az daha büzerek elde edeceğimiz seslerdir.
5.devre sesler ise şimdilik pek kullanmayacağımız her neyden ve neyzenden sağlıklı bir şekilde çıkması zor olan seslerdir.










Ney yolculuğuna böylece başlamış olduk bu yolculuğun sabır gerektiren uzun bir süreç ve çok çalışma gerektiren fakat harcanan sabır ve emeğe fazlasıyla değecek bir yolculuk olduğunu en başta söylememiz gerek.Size yolculuğunuzda yardımımız burada bitiyor.Tavsiyemiz en kısa zamanda size bu yolda öncülük edecek, bir hoca bulmanız olacaktır.Hoca sizi yanlışlardan koruyacak,hız kazandıracak ve bu işi gereğince öğrenmenizi sağlayacaktır.Yakınımda hoca yok,kendi çabamla bir şeyler öğrenmek istiyorum derseniz.Internet te çeşitli metotlar var.Ayrıca parayla satılan ve CD. Destekli profesyonel metotlar da var.Bunlar sizi bir yere kadar götürür fakat hiçbir yöntem hocanın yerini tutmaz.Zaten hocayla bile zor olan bu uğraşın içinde yorulur gidersiniz.Ben kendi kendime bir şeyler yaparım öğrendiğim kadarı bana yeter diyorsanız,Allah yolunuzu açık ve zorluklarınızı kolay eylesin.
İletişim bölümünden bana ulaşırsanız elimden geldiğince yardım eder veya yönlendirme yapabilirim.Muhabbetle.


Hazırlayan : İlhan ÖDEN

NEY ' in BÖLÜMLERİ

Ney’in parçaları




Kamış
Ney’in ana malzemesini oluşturan kamış hakkında diğer başlıkta geniş anlatımda bulunmuştum.Bu başlıkta sadece ney gövdesini oluşturan kamışın özelliklerinden bahsedeceğiz.
Ney gövdesini oluşturan kamış mutlaka 9 boğumdan oluşmalıdır, tüm boğumlar sayıldığında yarım boğumlar da dahil. Toplam 9 boğum olmalıdır.



Peki 7-8 boğumlu kamıştan Ney yapılmaz mı? Yapılır ama bu dünyanın parasını ödeyip aldığınız markalı bir spor ayakkabısının,aslında merdiven altı taklit imalat olduğunu öğrenmenin içinizde uyandırdığı hayal kırıklığı gibi bir şey olur. Deneysel çalışmalarım sonucunda 8-7-10 boğumlu neylerde ses ve akort problemi olduğunu görmedim ama Ney eğer bir geleneği ve özellikleri kendinde sembolize ediyorsa , mutlaka 9 boğum olmalıdır.Bana göre 6-7-8 yada 10 boğumlu Neylerin hiçbir maddi değeri yoktur.

Ney külliyatı da ve geleneklerimiz de böyle diyor.

7-8-10 boğumlu Neyler sesi ,akordu ve görünümü çok güzel de olsa hep kusurlu olarak kalacaktır.İleride biri “Getir şu Ney'ine bakayım” dediğin de içiniz sızlayacaktır..
Peki ” Mevlana Müzesinde 8 boğumlu Ney var” derseniz ,evet var ama bu yine de gerçeği değiştirmez..
Ney 9 boğumlu kamıştan yapılır.Gelenek budur.
Akort için,Alt uçta parazvane altında kalıp görünmemek şartıyla yaklaşık 1 cm gibi bir fazlalığın sakıncası yoktur , kusur olarak sayılmaz..

Başpare
Neyin kamıştan sonraki en önemli parçasıdır.Türklerin neye uyguladıkları ve sadece Türk neylerinde görülen bir uygulamadır.Sesin net ve parlak çıkmasında , neyzenin ses ile rahatça oynamasında,arızalı seslere kolayca ulaşmada yararlanılan bu parça kişisel düşünceme göre neye benzeyen fakat delik düzeni tamamen farklı olup neyin popüler hale gelmesiyle işlevini yitirip kaybolup giden Grift sazından uyarlanmış bir parçadır.


BAŞPARELERİM (Büyük görmek için fotoğrafa tıklayın)

NEY 'lerimde kullandığım delrin başparelerin profil çizimleri bana aittir,Başparelerim ölçüleri tamamen standartlara uygun şekilde sadece benim için özel olarak imal edilmektedir.

Başpare fildişi,manda boynuzu,sert ağaçlar ve sentetik maddelerden yapılır.Fildişi artık bulunmuyor,manda nesli de tükenmek üzere.Ağaç malzemeler sağlıklı olmasına rağmen ,havadan ve nemden çok etkilenip boyut değiştirdiği için pek tercih edilmiyor.Alternatif malzemelerden derlin şu sıralarda en çok kullanılan malzeme.Geçmişte kullanılan fiber malzemeler ise artık imalatı yapılmadığından bulunmuyor.Yeni fiber malzemelerin yapısında kanserojen maddeler tespit edildiğinden artık başpare imalatında fiber tercih edilmiyor.


Parazvane
Neyin alt ve üst ucuna kamışın çatlamasına engel olmak amacıyla takılan yüzük şeklindeki Metal parçalara parazvane denir.Çeşitli paslanmaz malzemelerden yapılabilir.Titreşimleri kısıtlamaması bakımından,başparenin takıldığı taraftaki parazvanenin et kalınlığı 0.2 mm genişliği de başparenin kamışa giren bölümü kadar olmalıdır (yaklaşık 10 mm).Alt uca takılan parazvane sesi etkilemediği için istenilen kalınlıkta olabilir.



Hazırlayan : İlhan ÖDEN


KAMIŞ

Kamış


Ege bölgesindeki yaygın ismi kargı , Latince ismi Arundo Donax olan yabanıl bir bitkidir.Buğdaygillerden içinde mısır,şeker kamışı,çavdar ve pirinç gibi insanlar için, önemli besin kaynağı olan bitkileri de kapsayan geniş bir ailedendir.Futbol sahalarında,parklarda,bahçelerde zemin kaplamasında kullanılan çim ile de çok yakın akrabadır. Boyu uygun su ve iklim şartlarını bulduğunda 6-8 metreye kadar uzayabilir. Gövdesi, çok serttir, epidermal hücrelerinin bir kısmı, camın yapımında hammadde olan silisyum içerir. Kamış gövdesi, bu yüzden sert ve kırılgandır.Yapısı hiçbir diğer bitki malzemesi ile denk değildir.Gövde yapraklarla sarılmış durumdadır.Önceleri yeşil olan yapraklar olgunlaşma tamamlandığında sararır.Olgunlaşma dönemine doğru gövdenin kenarlarından çok sayıda filiz çıkarır.Bu filizler asla ana gövde boyutlarına ulaşamaz.Olgunlaşmış kamışlarda gövdenin etrafı cam gibi bir mine tabakasıyla kaplanır.


Mezopotamya ve civarından,önce Akdeniz çevresine sonra dünyanın yaşaması için uygun şartlara sahip diğer bölgelerine seller , akarsu ve deniz yoluyla kökleri sürüklenerek dağılmıştır.Kamış kökleri uzun süre toprak dışında kalma ve dış etkenlere dayanma bakımından güçlüdür.Bu yüzden dünyanın birçok yerine insanlar tarafından taşınarak,çeşitli amaçlarla kullanılmak üzere yetiştirilmektedir.Üretimi çok kolaydır,Aralık ocak aylarında yerinden sökülen kamış kökü uygun şartlara sahip olan bir yere fazla derine inmeden gömülür.Eğer yağış şartları uygun ise herhangi bir bakım gerektirmeden kamış filizleri patlamaya ve boy atmaya başlar.Her yıl yeni filizlerle koloni genişler,birkaç yıl içerisinde inanılmaz boyutlara ulaşır.Özellikle denize yakın killi,hafif tuzlu gevşek,verimli toprakları sever.
Ülkemizde kamış üretimi yapılmaz,yeraltı sularının yüzeye yakın olduğu ılıman iklim çevrelerine yakın bölgelerde,tarım arazileri,dere,göl gibi sulak yerlerde,özel tarım alanlarının sınırlarını belirleyen toprak duvarlar üzerinde,yol kenarlarında kendiliğinden yetişir.Yetiştiği bölgelerde yerel halk tarafından inşaat malzemesi,çit yapımı,sepet örümü,fidanlara sırık, küçük el aletleri,çocuklar için oyuncak yapımında ve özellikle otantik müzik aletleri yapımında kullanılmaktadır.



Kamışın müzik aleti yapımında kullanılması ilk çağlara kadar uzanır.Mitolojide çoban tanrısı Pan ve enstrümanı Panflüt,Marsias’ın (Marsyas) çoban kavalı kamıştandır.


Bugün de enstrümanların bir çoğunda kamış kullanılmaktadır.Günümüzün süper teknolojisi henüz bu enstrümanlar için kamışa alternatif olabilecek kabul edilebilir malzeme üretememiştir.
Kamış kolay ve her yerde bulunan bir bitki olmasına rağmen.Ney yapımına uygun özelliklere sahip kamış bulmak kolay değildir..Kamışların çoğu Ney yapımına uygun olmayan uzun boğumlu veya ince kamışlardır.Uygun kamışları diğerlerinin arasından seçmek deneyim gerektirir.Usta 10 metre uzaktan bile , kamışlara baktığında hangi kamışların yapıma uygun olabileceğini kamışların fiziksel özelliklerinden anlayabilir.Kamışların gelişimi birçok etkene bağlı olduğu için aynı kökten çıkan aynı genleri taşıyan kardeş kamışların bile yapıları,boğumları farklıdır.Bu yüzden neylik kamışların köklerinden kültür kamış yetiştirmek kolay değildir.



Ülkemizde Akdeniz ve Ege bölgesinde kamış yoğun olarak bulunur.Hatay kamışları ünlüyse de son yıllarda bölge halkının kamışın maddi değerini fark etmesiyle neyden anlamayan kişilerce yapılan bilinçsiz kesim yüzünden kamışlar heba edilmektedir.
Uygun kamış her yerde karşımıza çıkabilir fakat oran olarak Hatay yöresine nazaran diğer yörelerde bulma şansı biraz daha düşüktür.



Ney yapımına uygun kamışın,boğumları uzunluk ve hacim olarak birbirine yakın olmalı,kamışın en ucundaki püskül tamamen sararmış,kamışı çevreleyen yapraklar yeşilden sarıya dönmüş.kamış bedeninden çıkan sürgünlerin 20-30 cm kadar uzamış olması gerekmektedir.Bu özelliklere sahip kamışlar bulunduğunda en dipten kesilerek alınır ,kesilen kamışlarda hemen soyma işlemi yapmak doğru değildir henüz kamışlar tamamen kuru olmadığı için bıçak kamışı kolayca yaralar.
Bundan sonra kamışlar demetler halinde bağlanarak ilk kurutma yapılır daha sonra beden yapraklardan temizlenerek asıl kurutma için uygun bir yerde en az 1 yıl bekletilen kamışlar artık ney yapımında kullanıma hazır duruma gelmiş olur.


Hazırlayan : İlhan ÖDEN


NEY ÇEŞİTLERİ

(DÜGAH PERDESİNDEN ALINAN BATI SESİNE GÖRE)NEY ÇEŞİTLERİ

Ney Çeşitleri Uzunluk (mm) Karar sesi (piyanoya göre 440 A)
Davut Mabeyni________________960-1000 F (fa)
Davut ______________________910-936 Fa#(fa#)
Şah ________________________865-890 G (Sol)
Mansur-Şah Mabeyni ___________832-845 G# (sol#)
Mansur _____________________775-806 A (La)
Kız - Mansur Mabeyni ___________728-754 Bb (Sib)
Kız _________________________689-715 B (Si)
Yıldız _______________________645-663 C (Do)
Müstahsen ___________________615-635 C# (do#)
Süpürde _____________________580-600 D (Re)
Bolahenk Süpürde Mabeyni _______546-559 Eb (Mib)
Bolahenk Nısfiye _______________510-525 E (Mi)

DİKKAT :
Yukarıdaki çizelgede karar sesi en alt delik açık, dügah (La ) perdesinden transpozisyona göre alınan ses kabul edilmiştir.Neylerin uzunlukları yaklaşık ölçülerdir. Kamışın iç çapına göre yukarıda verilen en kısa ve en uzun ölçüler arasında hatta bazı özel durumlarda bu ölçüler dışına da çıkılabilir.

(TÜRK MUSİKİSİNDE KULLANILDIĞI YERE GÖRE) NEY ÇEŞİTLERİ

Ney Çeşitleri Türk Musikisinde kullanıldığı yer.


Bolahenk Nısfiye ____________yerinden
Bolahenk Süpürde Mabeyni ____0,5 ses
Süpürde __________________1 ses
Müstahsen ________________1,5 ses
Yıldız ____________________2 ses
Kız ______________________4 ses
Kız - Mansur Mabeyni _________4,5 ses
Mansur___________________5 ses
Mansur-Şah Mabeyni_________ 5,5 ses
Şah ______________________6 ses
Davut ____________________7 ses

(DİYAPAZON 440 hertz LA (A 4) SESİNİN ALINDIĞI PERDEYE GÖRE) NEY ÇEŞİTLERİ

Bolahenk Nısfiye _____________YEGAH
Süpürde ___________________HÜSEYNİ
Müstahsen _________________ACEM
Yıldız _____________________IRAK
Kız _______________________GERDANİYE
Mansur____________________DÜGAH
Şah_______________________BUSELİK
Davut _____________________ÇARGAH
Bolahenk ___________________NEVA

( TÜM DELİKLER KAPALI )RAST PERDESİNDE VERDİĞİ SESİN BATI NOTASI KARŞILIĞINA GÖRE NEY ÇEŞİTLERİ

Davut _____________________E (mi)
Şah _______________________F (fa)
Mansur-Şah Mabeyni __________F# (fa#)
Mansur ____________________G (sol)
Kız - Mansur Mabeyni __________G# (sol#)
Kız ________________________A (la)
Yıldız ______________________A# (la#)
Müstahsen __________________B (si)
Süpürde ____________________C (do)
Bolahenk Nısfiye ______________D (re)
Mabeyn ney nedir: Karar sesi iki ana ahenk ney arasındaki arızalı perde olan neylere mabeyn ney denir.

Nısfiye nedir: Ana neylerin bir oktav tiz seslerine göre akortlanarak açılmış neylere nısfıye denirse de,Dedegan Kızney’den küçük tüm neyleri nısfıye olarak anmıştır.


GİRİFT NEDİR ?

Böylece Ney çeşitlerini her türlü değerlendirme şekline göre sınıflandırmış olduk.Ney ailesinden tamamen farklı yapıda olmasına rağmen şeklen Ney'e olan benzerliği ve özellikle günümüzde icracısı kalmaması sebebiyle bu başlık altında GİRİFT enstrumanındanda bahsetmek istiyorum.Bu sazın bilinen son icracısı giriftzen Asım bey dir. Asım bey 1929 yılında vefat ettikten sonra bu sazı icra edip ismi giriftzen olarak anılan hiçbir musiki adamı bilinmemektedir.
Kolleksiyonerlerin elinde kalan birkaç örnekten başka bu sazdan günümüze ulaşan çok fazla bilgi kalmamıştır.Kaybolmaya yüz tutmuş bu sazımızın,günümüz örneklerini yaklaşık 100 yıl sonra yeniden yaptım.Aşağıda fotoğraflarını paylaşıyorum. İsteyen olursa iletişim bölümünden bana ulaşıp sipariş verebilir. Girift enstrumanını detaylarıyla anlattığım blog sayfama buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Hazırlayan : İlhan ÖDEN


İlhan ÖDEN yapımı GİRİFT 'ler (GiRİFT SİPARİŞİ ALINIR)


NEY BAKIMI

NEY BAKIMI


Ney doğal malzemeden yapıldığı için bakteri ve mikroorganizmalara karşı korunmasızdır. Eğer bakım ve kullanım şartlarına uygun hareket edilirse uzun yıllar neyzene hizmet eder.
YağlamaYeni alınan ney üflenmeden önce hemen yağlanmalıdır,yağlama yemeklik sıvı yağların herhangi biriyle olabilse de genelde fındık,mısırözü,badem ve susam yağı önerilir.Bu yağlardan herhangi biri çok fazla eskitilmeden birkaç defa üst üste kullanılabilir.

Yeni ney almış neyzen adayı üfleme ve ses çıkarma heyecanıyla yağlamayı geciktirmede bunun sonucunda tamamen savunmasız durumdaki ses kutusu içi deliği çürüme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
En iyi yağlama yöntemi yağ haznesi yapıp neyi bu hazne içerisine tamamen sokup süzdürmek şeklindedir.Ama tek neyi olanlar ney altına bir tepsi koyup ses kutusu tarafından birkaç damla yağ damlatarak döndürerek neylerini yağlayabilirler.Bunu streç film sararak yapanlar veya delikleri tıpa benzeri şeylerle kapatıp içine yağ dolduranlarda vardır. Herkes kendine en uygun yöntemi zamanla bulacaktır..



NEY YAPIMI

NEY YAPIMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİM

NEY YAPIM USTALIĞI
Yaklaşık 20 -25 yıl öncesine kadar ney yapım ustalığı diye bir meslek yoktu,neyzenler genellikle kendi neylerini kendileri açarlardı.Günümüzde çeşitli nedenlerden dolayı birkaç neyzen dışında kendi neylerini açan neyzen kalmadı.Ney açım işi ayrı bir deneyim ve uzmanlık alanı haline gelip tamamen profesyonel amaçla yapılmaya başlandı.Artık bazı meraklı amatör kardeşlerimiz dışında bir çok neyzen neylerini çeşitli ustalardan alıyor.Usta seçiminde alışkanlıklar,tavsiyeler,ustadan daha önce alınan neylerden memnunluk gibi faktörler etkili oluyor.Her ustanın kendine göre geliştirdiği yöntemler ve teknikler var.Bu özellikler neyzenlerin sazlarından beklentilerine göre ustanın lehine yada aleyhine göre değişebiliyor.Başpare profilinin dizaynından,boğum sargılarına,kamış özelliklerine,açkı tekniklerine,başpare malzemesi seçimine kadar farklı tercihler oluşturuyor.Bazı neyzenlerin çok beğendiği neyleri başka neyzenler hiç beğenmeyebiliyor.Dolayısıyla bazı neyzenlerin beğendiği ustaları da başka neyzenler de pek beğenmeyebiliyor.Günümüzde ney açım işinde ismi geçen ustaların sayısı iki elin parmakları kadar.Hepsi de işlerinde en iyi olmak için çaba sarf edip kafa yoruyorlar.Her gün yeni şeyler öğrenip mesafe kat ediyorlar.Aralarında “Ben bu işi bitirdim “diyebilecek düzeye ulaşmış kimse henüz yok.Sektördeki payları fiyatlara,güven,kalite,alışkanlıklar,tercihlere ve yapılan reklama göre farklılaşıyor.
AÇKI SİSTEMLERİ
Günümüzde neyler iki sistemle açılıyor.Birincisi klasik sistem ,ikincisi ise kaydırmalı sistem.
Klasik sistem: Bu sistemde perdelerin yerleri 26 birimlik matematiksel formülle tespit edilip, formüle sadık kalınarak açılıyor,olması gerekenden küçük açılan perdeler normal boyuta genişletilirken, akort işlemi de yapılıyor.Bu sistemle açkı yapılabilmesi için elimizdeki kamışların klasik sisteme uygun özellikte seçkin kamışlar olması gerekiyor.
Kaydırmalı sistem : Bu sistemde ise iki sebepten dolayı 26 birimlik klasik açkı dışına çıkılıyor.
Birinci sebep kamışların ney yapımına uygun olmaması,deliklerin boğumlar üstüne yada çok yakınına düşmesi sebebiyle zorunlu yapılan kaydırma işlemi.Bu işlem tahmin ettiğiniz gibi ney açımına uygun olmayan kamışları ney yapmak için zorunluluktan yapılıp kaliteyi çok düşüren ve piyasada ismi duyulan ustaların hemen hepsinin yapmaktan uzak durduğunu tahmin ettiğim bir yöntem.
İkinci kaydırma sebebi ise bazı perdelerde görülen pestlik,tizlik hatalarını asgari seviyeye düşürmek ve özellikle batı müziği notalarına uyum sağlamak için yapılan kaydırma işlemleri.Bu sistemde ney yine uygun kamışla ve klasik açkı sistemine sadık kalınarak fakat bazı sorunlu perde yerlerinde kabul edilebilir ve belli bir oranda yapılan küçük kaydırmalarla açılıyor.Yani kaydırmalar uygun olmayan kamıştan ney yapmak için değil.Akort için yapılıyor.İşte bu yöntem ustaların birbirlerinden küçük nüanslarla farklılaştıkları,kesin bir standart’ın olmadığı,tecrübe, kamış özellikleri ve ustaya göre farklılıklar oluşturan bir yöntem.Ayrıca bu yöntem günümüzde ustalarca en çok kullanılan yöntem.Belli bir boy üzerindeki neylerde daha iyi sonuç veriyor.Kısa neylerde perdeler arası mesafenin yakınlığından kaynaklanan sebeplerle kaydırmadan uzak durmak gerekiyor.
Her ustanın fikrine ,düşüncesine ,emeğine,deneyimine saygı duymakla beraber ben tercihimi klasik sisteme bağlı kalarak ney açmaktan yana kullanıyorum.Çünkü tespitlerime göre klasik sistemle açılan neylerdeki ,batı notası akort uyuşmazlıkları icra sırasında kapatılmayacak boyutlarda değil.neyzen küçük bir baş eğme yada düzeltme hareketiyle farkına bile varmadan falsoları düzeltiyor.Burada neyin perdesiz bir saz olması ve neyzenin kulağının çok iyi olmasının önemi öne çıkıyor zira neyzende bu özellikler yoksa akordu kaydırılarak,batıya uydurulmuş neylerde bile falsolu seslere mani olunamıyor.
Başka bir tespitim ise böyle batı notası uyumu için akort kaydırılması yapılan neylerde perdeler arasındaki dengelerin bozulması,açık ve kapalı üflenen perdelerde görülen sorunlar.Örnek vermek gerekirse bazı ney açan usta kardeşlerimiz,dügah perdesinde sık görülen tizlik için dügah perdesini aşırı boyutta aşağıya çekiyor.Dolayısıyla aynı sesi veren açık üflenen muhayyer perdesinde herhangi bir kaydırma işlemi yapılmadığı için,Açık ve kapalı pozisyonda üflenen muhayyer perdeleri arasında belirgin bir fark oluşuyor.Neyzen bu belirgin farkı hissettirmemek için yine boyun eğme yada düzleştirme ile akordu doğrultuyor.
Sonuçta iş yine neyzenin yeteneğine ve kulağına kalıyorsa, gönlüm ve mantığım,bizim musikimizin gelenek ve perde ahengine göre açmayı terk edip batı müziği notasına uydurmak için geleneksel metodu unutmayı pek uygun bulmuyor.Başka ustaların ve üstatların düşüncelerine saygı duymakla beraber,kişisel düşüncemin de bu yönde olduğunu belirtmek istedim.
KLASİK METODLA NEY AÇIMI
Ney yapımına uygun özelliklere sahip bir kamış bulunur.Kurutup hazırlanır,kamışın hangi akorttaki ney yapımına uygun olduğu tespit edilir.Deliklerin kamış üzerine yerleşmesi ve ses kutusu boyutu da dikkate alınarak 9 boğum sayılır. Kamış biraz uzunca kesilir.Kamışın ses kutusu deliği 8 mm açılır diğer boğumlar uzunca bir demir çubuk yada özel bir aletle boşaltılır.Üst parazvane ve başpare takılır. Akort makinesiyle rast sesi bulununcaya kadar deliklerin kamış üzerine dağılımı ve yerleşimine de dikkat ederek öncelikle alttan ve gerekirse üstten kısaltmalar yapılır.
Rast sesi bulununca başpare de dahil olmak üzere ney boyu ölçülür bulunan rakam 26 ya bölünerek,delik yerlerinin hesaplanarak belirleneceği birim bulunur.
Bulunan birim formülde yerine konarak perdelerinin yerleri tespit edilir.Ön yüzde yerleri tespit edilen delikler olması gerekenden biraz dar olarak açılır.Akort makinesiyle kontrol ederek delikler genişletilir.Bu sırada akort için gerek duyulursa,delikler biraz aşağı yada yukarı doğru çekilir,eğer akort tam ise delikler kaydırılmadan genişletilir.Kontrollerle sesler değerlendirilir,açık ve kapalı pozisyonlarda,aynı sesi veren perdeleri dengelemek için alttan yada üstten kısaltma yapmak gerekiyorsa yapılır.Son olarak ise neyin tam boyunun ortasına, neyzenin tutuş yönüne göre sağ yada sol yana çekilerek,Aşiran perdesini açılır.Böylelikle neyimiz tamamlanmış olur.
Unutmamalı ki , Her kamışın fiziki yapısı farklıdır.Bazı kamışlar aşağı doğru hemen daralır,bazıları dengeli daralır,bazıları çaplı ,bazıları çaplı görünse de içi dardır.Bu yüzden kamıştan ney açmak için çok daha başka şeyler de bilmek gerekir.
Basitçe ney açım işlemi böyle anlatılabilir.Tabi ki bu kadarcık bilgi yeterli değildir.Size ancak fikir vermesi bakımından yazılmış ve Internet te birçok yerde kolayca bulabileceğiniz kaba bilgilerdir.Bunları okuyup uygulamayla ney ustası olunacağını sanmak,takvim yapraklarındaki yemek tariflerini okumakla aşçıbaşı olunacağını sanmak kadar mantıklıdır.

Hazırlayan : İlhan ÖDEN

SORULAR ve CEVAPLAR



Sorulara İlhan ÖDEN cevapları

Soran: Nevavar
Herkese merhaba arkadaşlar ve hocalarım, foruma ilk yazımda kafamı çok karıştıran bir konudan bahsetmek istiyorum. Yaklaşık üç yıldır ney üflemeye çalışıyorum, iki kız birer de mansur, sipürde ve bolahenk neyim var. Hepsinin genel olarak akortları sağlam. Yalnız ne zaman bir CD ye, kasete veya özellikle bir TV yayınına eşlik etmeye çalışsam-sözgelimi TRT4 deki sanat ve tasavvuf müziği programlarına- karar ses ne olursa olsun elimdeki ney en az 2 olmak üzere genelde 4-5 koma pes kalıyor. Öyle ki bir yıldız ney elime geçtiğinde kız akorda rahatlıkla eşlik edebiliyorum. Yine örneğin türkü programlarında televizyondan gelen ses genelde re bemol kalıyor, oysa yıldızdan okunduğunu biliyorum. Ayrıca CD lerde ve kasetlerde de benzer durum söz konusu. Gerçi kasetlerde akordun kasetin çalındığı cihaza göre değiştiğini keşfettim: Mesela büyük ve eski teybimiz kasetleri o kadar hızlı döndürüyor ki akort neredeyse bir ses kadar tizleşiyor, oysa aynı kaseti walkman den dinlediğimde tizleşme 3-4 komayı geçmiyor, hatta piller zayıfladıkça hız düşüyor ve ses pesleşiyor. CD lerde ise ancak parçaları bir ses edit programında yeterince pesleştirince akorda uyabiliyorum. Bugüne kadar aldığım bütün Türk Musikisi albümlerinde bu böyle oldu. Bir de zaten Türk Musikisinin batı ses sistemine göre daha düşük frekanstan icra edildiğini öğrendim ama bilgisayarda bu güne dek kontrol ettiğim bütün Türk Müziği albümlerinde bildiğimiz piyano ve gitar akordunda olduklarını gördüm(sadece neyle eşlik edilmesi için hazırlanmış kayıtlarda bile). Her neyse sırf bu akort sorunu yüzünden bugüne kadar hiç bir müziğe doğru düzgün eşlik edemedim. Gerçi bunun faydası da olmadı değil, Yansımalar müziğine kafayı taktığım zamanlar akort bir türlü tutmadığı için hemen her parçayı en az iki sesten üflemeyi öğrenmek zorunda kaldım, ve bu sayede daha ney yolculuğumun başında neyde transpoze çılgınlığına beynimi bayağı bir alıştırdım ve bugün eskiden asla öğrenemem diye düşündüğüm klasik makam ve ses yapısını daha iyi kavrama şansım oldu. Bu arada neyi üfleyişimden kaynaklanan bir peslik söz konusu değil çünkü işin pirlerinden bunu tasdik ettirdim. Bu konuda beni aydınlatacak arkadaş ve hocalarıma şimdiden teşekkür ederim. Ayrıca bu forumu ney aşıklarına kazandıranlara ve emeği geçen herkese de yine teşekkürü borç sayıyorum. Allah(c.c.) sizlerden razı olsun.

Cevap : İlhan ÖDEN

Kaset çalarlar,CD çalarlar,diğer müzik cihazları ve hoparlörler de neylerimiz gibi hava şartlarından etkilenebilirler.Zaten kasetçalarlarda bu sizinde dediğiniz gibi açıkça görülür,pil ve elektrik voltaj durumu bu cihazların çalışmasını etkiler. Bu radyo ve TV. programlarında da aynen geçerli evimizdeki radyo ve TV lerde mekanik aksam yok ama TRT kayıt cihazlarındaki mekanik aksamın durumu da bizim evdeki aletlerle aynı. İçlerinde kaset yada CD. nin dönmesini sağlayan küçük lastik kayışlar ve plastik veya metal dişli sistemleri var. Zaten kayışlar Allaha emanet hiçbir standardı tutturmak mümkün değil hava sıcaklığı bu kayışları çok etkiliyor,dişli sistemleri biraz daha iyi ama çok ince hesaplar ile yapıldıklarını sanmıyorum. TRT arşiv kayıtlarında kasetin sıkı olması bile bu faktörlere ilave etkiler yapabiliyor. Hoparlörler ise pestlik ve tizlik yönünden çok etkili her hoparlör her sesi maalesef sağlayamıyor,müzik dinlemek için yapılan cihazların pek bu derdi yok onlarda genelde çok hoparlör var pes ve tizler için ayrı hoparlör kullanılıyor. Ama genelde TV. lerde bir oval hoparlör ile olay geçiştirilmeye çalışılıyor.. ( hem büyük hem küçük hoparlörlerin verimini sağlamak için düşünülmüş bir şekil) Hoparlörler mıknatıslanma prensibiyle çalışıyorlar bobin,mıknatıs ve karton aksamdan oluşuyorlar bilhassa bu karton bölüm nemden çok etkileniyor.Mikrofonların çalışma prensibi de aşağı yukarı hoparlör ile aynı. Yani yayın bize ulaşıncaya kadar bin bir olaydan etkileniyor. Bu etkilenmeler bazen hataları doğrultabiliyor, bazen iş tamamen zıvanadan çıkıyor. Bende TRT 4 müzik programlarına dayanamayıp (kadrosuz olarak) eşlik eden müzisyenlerdenim. Benim gibi başkalarının da olduğunu öğrenmek beni çok mutlu etti.

Soran: M.Kocak
Arkadaşlar Ney üflerken hangi neva sesini tercih ediyorsunuz? Kapalı neva mı yoksa açık nevamı? Neden? (Çünkü ikisi arasında ses farkı var ve kapalı neva daha yumuşak oluyor)

Cevap : İlhan ÖDEN
İyi Ney'ler de bu frekanslar birbirine çok yakın değerde olur,ses hemen hemen aynı ses olmasına karşın renk farkı az da olsa mutlaka olur.. Ney akordu yapılırken üflenen perdenin altındaki tüm perdeler açık olarak yapılır. Ama icra esnasında bazı parmaklar neyi tutmak ve ya destek amacıyla alttaki delikler üzerinde kalma durumunda olduğundan çok az bile olsa sesi bunlar da etkiler. Sözün kısası açık ve kapalı neva aynı nota . Ama sesin oluşum mesafeleri arasındaki farklılıktan dolayı renk farkı kaçınılmaz. Bu olay sadece Neva ile de sınırlı değil,diğer açık ve kapalı perdelerde de (gerdaniye,muhayyer,vb..)aynı olay yaşanır. Hem Ney'in yapımından hem de Ney içinde sesin oluşmasındaki fiziksel farktan kaynaklanmaktadır. İcra esnasında yerine göre kullanılır.

Soran: venom
Arkadaşlar parazvane konusuna değinmek istedim...parazvanenin neyiniz için ne kadar önemli olduğunu parazvaneniz bollaşınca anlıyorsunuz..şahsen bende öyle oldu.7 neyimin arasından en çok özendiğim kız neyimin parazvanesi biraz bollaşmıştı ve aradan kısa bir süre sonrada ufak çizikler ve çatlaklar dikkatimi çekti..tabi ki üzüldüm ve telaşlandım..gerçi yapıştırma işlemi uyguladım ama beni pek tatmin etmedi..çünkü her yağlamadan sonra yapıştırıcıdan eser kalmıyor..söylemek istediğim şudur ki eğer neyinizin uzun ömürlü olmasını istiyorsanız parazvanelerine ayrıca bir özen gösterin.

Cevap : İlhanÖDEN

Üst parazvane et kalınlığı 0.2 mm den fazla olmamalı,alt parazvane istenilen kalınlıkta olabilir. Gözlemlediğime göre kışın açtığım neylerin parazvaneleri yaza doğru havaların ısınmasıyla ne kadar sıkı da takılmış olsa gevşeme yapıyor, yazın parazvaneleri elden geçirdiğim zaman artık böyle bir sorun bir daha olmuyor. Bu yüzden Parazvanelerinizi yazın kontrol edip ustalara değiştirtirseniz (bildiğim kadarı ile ücretsiz değiştirmeleri gerek.)Bir daha sorun olmaz. Üst parazvane Ney açma işlemi bittikten hemen sonra takılır başpare takma işlemi mutlaka parazvaneden sonraya bırakılmalıdır. Yoksa Neyin en önemli bölümü olan ses kutusunda kırık oluşur ve bu Ney in değerini bitirir. Aşırı etli ve geniş üst parazvaneler ses kutusunda sağırlaşmaya neden olur ve ney sesinin toklaşmasına sebep olur. Bunun dışında Estetik yön dışında parazvanenin malzemesi önemli değildir.. Birde lehim ile birleştirilmiş parazvanelerde zorlandığında lehim atıyor.. Böyle birleştirilmiş parazvaneler sağlıklı olmuyor..(özellikle Gümüş parazvaneler kesinlikle kaynak ile birleştirilmelidir..) Gevşemiş parazvanenin gevşekliği mutlaka giderilmelidir. kağıt sıkıştırma işlemini yaparken de dikkatli olmanız ve aşırı kağıt sarıp zorla parazvane takmaya çalışmayınız.. Parazvaneyi herhangi bir şey ile vurarak takmaya çalışmayın. En iyisi ustadan yada tecrübeli bir arkadaşınızdan yardım isteyin.
Soran: neisa
Benim bu konuda yardıma ihtiyacım var.katılacağım programda hümayun peşrev(veli dedenin) üfleyeceğim diye sürekli bu parçaya çalışıyordum.ve bakımını düzgün yapmama karşılık ney imin sesleri acayip pesleşti...neva dan bile net ses almada güçlük çekiyorum.katılacağım programa az kaldı..bu sorun beni çok endişelendiriyor...öyle oluyor ki peşrevin 2.hanesine ses tamamen yok olacak hadde ulaşıyor.. yardımlarınızı bekliyorum..

Cevap : İlhanÖDEN

Neyinin birinci boğumu ses kutusu deliği arkasında yağla karışık bir toz (çamurlaşmış vaziyette) birikimi oluşmuştur.. Temizlenmesi gerek. Ney içinde böyle birikimler pesleşmeye sebep olur. Ney içine sert aletler sokarak işlem yapmayı doğru bulmuyorum.. (pamuklu kulak temizleme çubuğu olabilir) Özellikle ses kutusu içindeki delik Ney'in en zayıf yeridir,orada oluşacak hasarın tamiri kolay değil.


Soran: M.Kocak
Merhaba, merak ettiğim husus; kız neyde segâh sesini ve kürdî sesini üflerken tunerdeki ibrenin kaçıncı birimde olması gerekir ve hangi harfin yanması gerekir? Üstatlar yardımcı olurlarsa çok sevinirim.

Cevap : İlhanÖDEN
Program yada aletin ayarını D konumuna getirip bakıncaSegah , evç ve bunların oktavlarında -25 diğer sesler - + 00 Bunları tek tek yazmak istemiyorum çünkü Türk müziğinde böyle sabit frekanslı perdeler yok. Ben buları yazarsam sanki böyleymiş gibi yorumlanacak bunu yapmak istemiyorum.

Soran: muratoz
Neden D ayarı ilhan ağabey, açıklayabilir misin?

Cevap : İlhanÖDEN
Neden (D ) konumu derseniz programın ayarını o konuma getirirseniz program otomatik olarak transpoze işlemini yapar ve siz rast perdesini üflerken size ibre sol (G) olarak gösterir (aslında sizin o anda çıkardığınız ses La sesidir)(KIZ Ney’de) Böylelikle her ney için ayrı ayar yapar ve perdeleri her ney için aynı şekilde görür değerlendirirsiniz.

Soran: ensar-ı ney
Merhabalar aklımda bir soru vardı!!!Sizlere sorarak bu merakımı gidereyim elimde bemolleşmiş neylerim var yani akordu yarım koma olsun düşmüş neyler var bunlar nasıl giderilebilir?Bilgilerinizi paylaşmanızı istiyorum...muhabbetle...

Cevap : İlhanÖDEN

Sıhhatli olmaz.. Mutlaka bazı perdelerde falso olur. Kısa Neylerde (Nısfiyelerde) hata oranı birimler arası mesafelerdeki az fark oranında olacağı için, yapılabilir . Ney ses kutusu ölçüleri istenilen ölçüler altına düşmemek kaydıyla. Ama uzun Neylerde delikler arası birim farkı çok olduğundan delikler olması gereken yerde olmayacaktır.. (bazı delikler 5-6 mm yerinden kayık olacak). Benim böyle bir denemem oldu akordu kaçık bir Sah Ney'i Şah-mansur mabeynine çevirdim. Ama üstten biraz kısalttım Neva için akordu tutturdum,alttan da biraz kısalttım Rast'ı tutturdum. Yapabileceğim başka bir şey de kalmadı,diğer deliklere müdahale edemedim. Aradaki perdelerden yüz güldürücü bir netice alamadım ve o Neyden de soğudum evde öyle duruyor. Ama kimse uğraşmaz bu işlerle ...(bende dahil) Alttan üstten kısaltıp bir ucube Ney yapmak daha kolay iş. Samimi olmak gerek.

Soran: neyzen burak

İlhan abi cahilliğime vererek bir sorum olacak , taksimlerin notası olmaz dediniz,bu taksimin adı hüseyni taksim hüseyni de bir nota değil mi?neden saba taksim değil de hüseyni taksim notaya bakarak anladınız sanırsam öyleyse taksimin notası olmaz mı? cevabınızı iple çekiyorum

Cevap : İlhanÖDEN
Taksimin olmazsa olmaz özelliği doğaçlama olmasıdır,notaya alınmış ezgi doğaçlama özelliğini yitirmiştir.Artık ona taksim denemez . Bu şekilde tekrar icra edilen ezgilere "taksim" dışında uygun bir terim bulmak gerekir. Bu terim "Taksim tekrarı" veya ”Saz eseri” olabilir. Ünlü bir hocamızın konserde yaptığı bir taksimi kayıt edip,notalayıp çalışarak icra etmekle taksim yapmış olmayız. Bir maçı TV.den canlı izlemek ile,sonucu belli bir maçı saatler sonra izlemek arasındaki heyecan ve zevk farkını tahmin edebilirsin. İcracı o an beyninde şekillenen makama uygun ezgiyi,ustalığını sergileyerek hediye paketi gibi bize sunmaya çalışır,hata yapma riski hep vardır. Paketi açıp içindekini gördükten sonra aynı paketi tekrar sarıp getirseler ne esprisi olursa , tekrar edilen taksimin o kadar etkisi olur. Aynı musiki ustasının değişik zamanlarda yaptığı taksimlerin ,birbirine benzemesi bile o usta için kötü puandır.Benim nota olmaz derken anlatmak istediğim,batı notası değil,daha doğrusu bir beste gibi kağıda dökülmüş (yazılmış ,belirlenmiş) taksim olmaz demek. Ayrıca,Hüseyni-Saba nota değil perdedir,yani nota gibi bir noktayı değil bir aralığı temsil eder.Türk musikisinde notaya bakıp eser icra etmek yerine ,talebelere meşk yoluyla usta -çırak ve ezberleme şeklinde tüm musiki külliyatı öğretilirdi. Türk musikisine batı notası Donizetti paşa ile birlikte yaklaşık 250 yıl kadar önce girdi.Hala batı notası ile musikimizi ifade etmenin sıkıntıları bitmedi.

Soran: ensar-ı ney
Merhaba arkadaşlar!!Hani Ses sanatçılarına "şuna bak detone söylüyor ya da detone olmuş" derler.Bu detone olma meselesi enstrümanlar içinde geçerli mi??Birde enstrümanlar genelde kayıt yaparken ya da canlı performans altında 440 hz da çalmalımı çalamayan detone mi oluyor Belki sorularımı yanlış sormuş olabilirim Sadece bilgi edinmek için bu sorular

Cevap : İlhanÖDEN
Batı müziği tonal müziktir yani her notanın standart rakamsal bir frekansı değeri vardır mesela La= 440 Mhz. (Saniyede 440 titreşim)Porte üzerinde La notasını gördüğümüz her yerde 440 hertz frekansında sesi bir enstrüman yada sesle vermek zorundayız. Veremezsek detone oluruz. Diğer notaların da rakamsal frekans değerleri bellidir. Türk müziği tonal bir müzik değildir,makamsal ,perde musikisidir. ve perdeler batıdaki gibi sabit değerde değildir,Makamın seyrine göre bazen biraz pest bazen biraz tiz seslendirilir. Bir makama göre doğru olan ses başka bir makamda pest yada tiz kalabilir. Detone terimini kullanabilmemiz için musikimizin tonal müzik olması gerekir. Batı musikisinin sistemini ağırlık birimi gibi düşünüp "kilogram'a" benzetirsek. Türk musikisinin sistemini de eski Türk ağırlık birimi olan "okka" gibi düşünürsek. Nasıl bu iki farklı sistemdeki ağırlıkları ancak kendi sistemleri içinde değerlendirebilirsek. Musikiler arasındaki sistem farkından dolayı "detone" terimini kullanamayız,o batı sisteminin bir kavramıdır orda değer ifade eder. Batı müziğinde iki ana ses arası tam ortadan iki eşit parçaya bölünmüştür,sadece ana ses ve yarım sesler vardır yani iki nota arası oldukça geniş ve sınırları açıkça belli aralıklardır. Türk musikisinde ana sesler arası 9 eşit olmayan aralığa bölünmüştür,bu parçacıklar arasındaki farklar çok azdır yani batı deyimi ile detone olmaya kalmadan Türk müziğinde başka bir perdeye geçmiş oluruz. Bu yüzden. Bizim musikimizde sayın Cem BEHAR'ın deyimiyle "bi ahenk" ve "bi perde" demek uygun olur. Muhabbetle.

Soran: neyzen52
Merhaba arkadaşlar Türkiye de en iyi Ney'i kim yapıyor ben bunu merak ediyorum gerek işçiliği ile gerekse Satışında ki insancıl davranışlarıyla sizce en iyi Ney yapım ustası kimdir?

Cevap : İlhanÖDEN
Burada Fabrikasyon bir üründen bahsetmediğimiz için.. En iyi şudur budur diye bir örnek gösteremeyiz ... Yani şimdiye kadar açılan en iyi ney budur ve ustası da şudur diyebilecek Kimse yoktur.. Kamış Allah yapısıdır .Her Ney ayrı özelliktedir ve ustanın her açtığı ney diğerinden mutlaka farklıdır. İyi ney nedir önce bunu anlamak gerek.. Bence iyi ney.. Uygun kalınlıkta , klasik açkı sistemine uygun ve iyi kurutulmuş kamıştan özenle yapılmış. Doğru akort edilmiş. Sesi hoş . Neyzen'in istediği sesleri zorlanmadan , rahatça (kıvranıp-yırtınmadan)alabildiği Neydir. Böyle Ney açan ustada iyi ustadır. Kim olursa olsun..

Soran: sufical music
Ney yapımı hakkında İlhan Öden Hocaya bir iki sorum olacak cevap verirse sevinirim elimde açmalık kamışlar var şehrimde açan birine sordum bana ustalığını yapım sırasını anlatmadı bana ustalığını anlatsan yapış sırası hakkında bilgi versen bu çocuğu pek mutlu edersin selametle kal .

Cevap : İlhanÖDEN

Önce deneyimlerimden yararlanarak kamışı inceliyor ve Kamışın hangi Ney için daha uygun olduğuna ve rast sesini Ney cinsine göre kaç mm de bulabileceğime karar veriyorum. ( Kamış çapı ve Boğumların klasik sisteme uyum durumlarını değerlendiriyorum.Kamış hacimli ise ney boyunu biraz kısa mesela mansur da 775 mm,780mm gibi ,orta hacimli kamış ise biraz daha uzun 793 mm gibi alıyorum.) Ney ölçülerine göre delik yerlerinin kamış üzerindeki yerlerini ve ses kutusu boyutlarını görmek için kurşun kalemle kamış üzerinde işaretlerle prova yapıyorum. Prova sonucunda kesinleştirdiğim delik yerleri ve başpare payı bırakılmış ses kutusu ölçülerine göre iç delik (ses kutusu içindeki) ve kesim işlemlerini yapıyorum. Delikleri normal ölçüsünden biraz küçük açıyorum. Üst parazvaneyi takıp uygun başpare seçip takıyorum.. Akort programı yardımıyla rast sesi ve delik yerlerinin kaydırılma gerektirip gerektirmediğine bakıyorum.. Rast sesi için Ney boyunda kısaltmalar yaparak akort sağlıyorum. Eğer alt uçta boğum yeri denk geldiyse akort etmeden önce boğum kalıntılarını temizlemek gerek akorttan sonraya bırakırsak genişlettiğimizde akort tizleşebilir. Delikleri olması gereken büyüklüğe getirip tekrar akort kontrolü yapıyor her şey normal ise Neyzenlerin arzusu istikametinde Aşiran deliğini açıyor alt parazvaneyi takıyorum..
Ben tamamen el işçiliğiyle yapıyor ve kesinlikle makine kullanmıyorum. İç açkı işleminde yakma yapmıyor ve bazıları gibi elmas uçlu matkaplar ile çalışmıyorum.Tamamen el ve küçük el aletleri kullanarak açıyorum. Günde sadece bir Ney açarım. Kendimi iyi hissetmezsem hiç açmam.. Ney açarken radyo televizyon izlemem. Yanımda misafir yada dikkatimi dağıtacak bir şey bulunmamasına dikkat ederim. Başladığım Ney'i kesinlikle bitirmeden bırakmam.(gerisini sonra yaparım demem) Bu işte en iyi olduğuma inanarak açarım.. Motivasyon ve kendine güven önemli.. Kuşkuyla, tereddütle , acaba ile Ney açılmaz. Sadece ben değil her açıcı kendisinin en iyi olduğuna inanarak açmalı. En iyi olduğuna İnanmayan (demek ki henüz eksikleri var.) Ney açmamalı.Her işlem hatadan dönüş olmadığını bilerek sabırla ,dikkatle yapılmalı,zevk alarak çalışılmalı. Eski ustalar her deliği ayrı dua ile açarlarmış, yapılan işin ve ortaya çıkan Ney'in kainata yeni bir ses kazandırdığı unutulmamalı. İşte açım işi kabaca böyle bu kadarı da amatörlere yeter.Ney açmak isteyen herkese başarılar.

Soran: neyzentezcan


ustalarımızın hepsi iyidir katılıyorum ama kimisi İzmir kimisi Hatay kimisi Kıbrıs kamışı kullanıyor. benim neyim iyi bir ustadan olmasına rağmen hala yaş bir kamış tereddüt noktası buradan başlıyor alacağımız neyin kuru olduğunu garanti eden yada akort cihazına sahip ve o anda deneyebileceğimiz bir usta var mıdır en önemli sıkıntım bunlar.Zira elimdeki neyden soğumaya başladım. soğursanız ne olur bu işi iyi bilenler bilirler.Tekrar teşekkür ederim ilginiz için.

Cevap : İlhanÖDEN
İyi kamış Hatay,İzmir,Kıbrıs veya başka bir yerde karşımıza çıkabilir.. Belli olmaz .Hatay civarında iyi kamışların çok sayıda bulunma olasılığı daha fazla.. Ama Ege yöresinde de mükemmel kamışlar var.. biraz daha çok aramak gerektiriyor... Yani bulma olasılığı Hatay civarına göre çok daha düşük.. Hatay kamışları daha güçlü , sağlam ve etli , Ege kamışları ise daha zarif et kalınlığı biraz daha ince. Bazı gölgede kuruyan kamışların rengi hafif yeşilimsi kalıyor,muhtemelen senin Ney in de böyle kamışlardan açılmış. Eğer tanınmış bir ustadan aldıysan yaş kamış kullanmazlar.zira yaş kamıştan Ney yapmak işlemek daha zor.. Ney'in den soğumana gerek yok...içinde şüphe kalmasın. Akort programları Internet te çok ama tavsiye etmem. Akort kontrolünde Ney doğru tutulmalı,yani tutuş pozisyonun hatalı ise doğru akortlu Ney'i de akortsuz sanabilirsin. Bildiğin gibi başın eğimi,üfleme hızı bunlar önemli. Bence kalbini serin tut ve ustana güven . Buradan söylenilebilecek şeyler bunlar. Umarım faydalı olur. Bu konuda birkaç ayrıntıya daha değinmek istiyorum. Benim elimde kendi Neylerimden başka açılmış hazır Ney bulunmaz. Ben Ney siparişi aldığım zaman , Ney cinsi ve tutuş yönü ile ilgili bilgilere göre kamış seçer Ney yaparım. Yani her usta da deneme şansınız yoktur. Ben stok Ney kesinlikle yapmam. Örneğin 1.50 m boyundaki bir kız öğrenciye yapılacak KIZ NEY ile,1.85 m boyunda ki genç erkeğe (tutuş yönleri aynı olsa bile) yapılacak KIZ NEY farklı olmalı deliklere özel sağ-sol kaydırmalar yapılmalıdır. Neyi kim üfleyecekse ona göre yapılmalı ,tabi bu şansınız varsa. Bu işler her şey gibi Nasip meselesidir. Bazı Neyler insanlar gibi sonradan açılır,güzelleşir yada Neyzen ile iyi uyum sağlar. Bazı güzel görünen Neyler zamanla kötüleşir. Müslüm baba’nın,Sezen Aksu'nun,İbrahim Tatlıses'in yada rahmetli Zeki Müren'in ,aynı perdeden mesela La notasını seslendirmelerini dinlesek nasıl her biri farklı tınıda kulağımıza gelir ise. Fakat bu kişilerden oluşan koroda bu sesler nasıl bütünleşir,bir ahenk oluşturursa. Neylerin sesi de farklı tınıya sahip olacaktır , çünkü her neyin kamışı ,ses kutusu boyutları,yağlama ve bakım durumları onun ses kalitesini olumlu yada olumsuz etkileyecektir. Burada önemli olan Ney başka sazlarla birlikte icra edilirken ses uyumu nasıl,bu noktada sorun yoksa ve Neyzen de sazından memnun ise sazına sevgi ile sarılmışsa olay bitmiştir. Bu iş gönül meselesi gibidir.Kimisi görücü usulüyle evlenir çok mutlu olur,kimi severek evlenir hayatı zindan olur. Allah hepinize gönlünüzün seveceği aşık olacağınız Neyler nasip etsin. Ayrıca bir Ney hakkında fikir sahibi olmak için en az 15 dakika üflemeniz gerektiğini de unutmayın.

Soran: mantık al-tayr

Selamlar, ben La sesinin frekans değerini soracaktım . Ben Mehmet Yücel hocanın elimdeki mansur neyini kontrol ettim , 442 çıktı. La sesinin frekansı 440 mı , yoksa 442 midir. Telefonun ahizesini kaldırdığımızda duyduğumuz sesi de 442 olarak ölçtüm. O da la sesine tekamül ediyor diye biliniyorum. Araştıran arkadaşlar lütfen beni aydınlatırsa sevinirim. Tekrar selamlar.

Cevap : İlhanÖDEN

La sesi frekansı 440 hertz dir.. Ney perdesiz bir saz olduğu için,tutuş şekli,üfleme hızı akort kontrolünde önemlidir. Aynı Ney'in ses frekansında, farklı Neyzen'lerin üflemelerinde bile farklılıklar olur,hava şartları,Ney'in ısınması,Ney'in bakımlı yada bakımsız olması küçük farklılıklar yapar. Ustanın Kişiye özel Ney yapması düşünülebilir,ama bu gerçekten doğru bir hareket mi olur bilemem . Üstatlar için elbet yapılır da ya başkaları için ,sen şu kadar pes yada tiz üflüyorsun senin Ney'i şöyle açalım işte bu olmaz. Asıl olan doğru tutmak ,doğru üflemektir.. Sizin Ney'inizde bir sorun olduğunu sanmıyorum,diğer sazlarla uyumluysa mesele yok.Birde sadece la sesini kontrol etmekle bu iş olmaz , sanki la 440hz olsa olay bitecek mi,diğerleri ne olacak onlar kendiliğinden olması gereken akortta mı olacak. Diyelim onlarda da sorun yok , hepsi tam olması gereken gibi. O zaman bir de icra esnasında notaları akort programıyla izleyelim. Kaç nota olması gereken değerde üfleniyor bir takip edelim. Ben merak ettim denedim,hem de pek çok ustanın icraları üflenmesi gereken değerle çakışmıyor. Baya farklı değerlerde ya pes yada tiz oluyor. Bir site de gördüm frekanslar verilmiş,Niyazi Bey'in rast'ı ile Ahmet Şahin bey'in rast’ları arasında bile birkaç değer fark var. Grafiklerle gösterilmiş..(adresi bulursam veririm) Yani kısaca akort değerlerindeki küçük farklar Ney için normaldir. başka sazlarda da olur... Önceki mesajda belirttiğimiz gibi hava sıcaklığı bile etkiler. Sonuç diğer sazlarla uyum için biz zaten refleks olarak bu küçük düzeltmeleri icra esnasında yaparız 442-440= 2 hz bu kadarcık değer için başın eğiminde mili metrik düzleme bile yeterlidir. Türk musikisi perdeleri birer frekans bandında gösterilebilir ,yani batı notasındaki gibi örneğin 440 hz la notası gibi bir noktayı ifade etmez. Türk musikisinde makamın seyrine göre bu frekans bandı içinde değer değişmesi(bazen biraz pes bazen tiz) olur bu normaldir. Niyazi Bey ile Ahmet Şahin bey La notası üfleselerdi ikisi de aynı sesi üflemek zorunda olurlardı. Ama Türk musikisinde böyle kesin nokta değerler olmadığından. Aslında aradaki farkın hiç bir önemi yoktur.Belki yarın üflediğinde o fark bile olmayacak. Kafaya Takma.Selamlar.

Soran: acemi
Hocasız olurumu?

Cevap : İlhanÖDEN
Gerçekten ileride iyi bir Neyzen olmak isteyen ve bunun için çabalayan arkadaşlar için hocasız olmaz. Ney' i hobi olarak seçmiş bu işe fazla vakit ayıramayan ama gidebildiği noktaya kadar gitmek isteyen arkadaşlar için durum farklı. Neyzenliği hedef seçmiş olan arkadaşlar Nazari konularda ya hocalarından yada eğitim aldıkları kurumlarda gerekenleri öğreniyorlar. Ney'i hobi olarak seçen kardeşlerimizde , Ney ile ilgili merak ettikleri ve başka yerden öğrenme şansları bulamadıkları konularda sorularına cevap bulmak için buradalar. Elbette hocasız olmaz,Elbette nota yada makam bilmek önemli ama herkes Ney virtüözü olmayacak.. Kendince bir şeyler yapacak , evinde , boş vaktinde , eşiyle , dostuyla amatörce Ney ile uğraşacak kardeşlerimize de olmaz ,yapamazsın , beceremezsin sen bu işi bırak diyemeyiz.. Çünkü onlar olmazsa , Usta Neyzenleri kim dinleyecek,albümlerini kim alacak kendileri çalıp kendileri mi dinleyecek.Bırakalım insanlar becerebildikleri kadarını becersinler,gidebildikleri kadar gitsinler. Kimsenin umudunu kırmayalım. Olur kardeşim hocasız da makamsız da notasız da olur,ama olduğu kadar olur.

Soran: vertigo_vh72

Geçenlerde başpare ile ilgili konuşmuştuk..Biraz da kamıştan bahsedelim istedim..Açılış sorusunu ben yapayım "İyi bir ney için hacimli (çaplı) olması şart mı?"

Cevap : İlhanÖDEN
Hacimli kamış görsel olarak güzel ve nispeten daha az bulunduğundan (İnce kamışa göre) biraz cazip. Ney boyunda bir kaç cm kısalma sağlayabilir.ÖRNEK= İnce kamış mansur boyu 80.6 cm Hacimli (KALIN) kamış mansur boyu 77.5 cm ye kadar inebilir yani yaklaşık 3 cm ney boyunda kısalma sağlar.. Boy sorunu olanlara ne kadar faydası olur bilemem. Fakat kısa neylerde süpürde ve bolahenk nısfiyede delikler yakın olduğu için perdelerin sanki belirginliği azalıyor gibi. Et kalınlığı da ney sesini kötü yönde etkiliyor.... o yüzden kamışın iyice yere yakın kısımlarından ziyade orta kısımları daha makbul. İnce et kalınlıklı neylerin uzun icralarda çabuk ısındığı için pek tutulmadığını da göz ardı etmemek gerek. Bence fazla ney edinme şansları olmayan arkadaşlarımızın ne ince nede kalın kamışlara itibar etmemeleri lazım. orta hacimli kamışlar ideal kamışlardır.

Soran: muzdarip

BAZI SİTELERDE EKLEME NEY TABİRİNE RASTLADIM DÜNDE BİR TANIDIĞIMDA EKLEME BİR KIZ NEY GÖRDÜM NEY AÇAN ARKADAŞLAR ACABA DAHA ÖNCE BÖYLE BİR ŞEY DENEDİLERMİ SES KALİTESİ NASIL OLUR DİYE MERAK ETTİM ÖZELLİKLE İLHAN ABİNİN BÖYLE BİR YÖNTEM DENEYİP DENEMEDİĞİNİ MERAK EDİYORUM DUA VE MUHABBETLE....

Cevap : İlhanÖDEN

Hem dokuz boğum ekleme hem de iki kamışın uygun bölümlerini birleştirerek,ekleme neyler yaptım .Kendimde kullandım ama çoğunu hediye ettim.Yapmasını bilirsen diğer kamışlardan hiç bir farkı olmaz hem performans hem de görüntü bakımından gayet güzel oluyor,Boğumları ideal uzunlukta kısaltabildiğin için hacimli ve ideal boyutlarda kamış yapabiliyorsun ,üstelik ben iç boğumlara da zarar vermeden eklediğim için,Normal kamıştan açkı bakımından da bir farkı olmuyor. Ama oldukça zahmet ve beceri isteyen geçmeli işlemler gerektirdiği ve onca emeğe rağmen maddi olarak ekleme Neyler pek tutulmadığı için ticari bir değeri yok. En kötü doğal kamış Neyler bile her bakımdan ekleme kamışlara göre daha değerlidir.Kamış bulamayan , Ney açmak isteyen ,meraklı kardeşlerimize deneyim ve beceri kazandırması bakımından tavsiye ederim. Maddi bir değeri bence olmadığı için satın almanızı tavsiye etmem.

Soran: Beyza
Selâmunaleyküm değerli dostlar.Geçen zaman zarfında, nette ney fiyatlarını karıştırırken; karşıma "geniş çaplı ve sesleri yanık" gibi terimler geldi. Şimdi, soru şu: geniş çaplı bir ney ile normal çaplı bir ney arasındaki fark nedir?Geniş çaplı bir ney mi alınmalı? Ve kişinin, "sesleri yanık" 'tan kastı nedir?

Cevap : İlhanÖDEN
Neyde performansa önem veren ustalar çok çaplı kamışları tercih etmezler,bunu anlamak için üstadların konser video ve fotoğraflarına bakarsanız kullandıkları neylerin pek çaplı olmadıklarını sizde görürsünüz.(Murat Salim Tokaç dışında)Ney açtığım için denemelerimde bu tip kamışları üflerken beni yorduğunu hissediyorum.Bana sanki kamışı nefesle doldurmakta zorlanıyormuşum gibi geliyor.Başkalarını bilmem ama özellikle uzun süreli icralarda ortaçaplı kamışları tercih ediyorum.Aslı önemli olan konu ise kamışların çaplı kısımlarının yere yakın et kalınlığı fazla olan bölümleri olması bu bölümlerden yapılmış çaplı neyler ses bakımından zayıf olur,illa çaplı ney alacaksanız fazla çaplı kamışların orta yerlerinden yapılmış az bulunan çaplı neyleri aramalısınız.Böyle neyleri açkıcılar herkese göstermezler.Demlerin veya tizlerin iyi olması yada özellikle yanık ses gibi konulara gelince bunlar neyden çok neyzenin insifiyatifinde olan,Allah vergisi veya zamanla çalışılarak kazanılan güzelliklerdir.10 neyzeni sıraya dizsek ve aynı neyi üfleseler,herbirinin neyden çıkardığı ses diğerinden farklı olur.Bunu grafik şeklinde gösteren ses kayıt programlarında görebiliriz.Herkes aynı neyi üflüyorda neden parmak izi gibi herbirinin farklı sedası oluyor sorusunun cevabı isebiraz karışık işin içine dudak,diyafram yada diş yapısı gibi anatomik farklar,zamanla ,çalışmayla kazanılan yetenekler gibi detaylar giriyor.Neyimin demleri zayıf demeden önce kendi demlerimizin nasıl olduğuna da bakmalıyız.Başka başka neylerde de kendimizi sınamalıyız.En iyi marka,kaliteli spor malzemelerini edinsekte bunlar bizi iyi sporcu yapmaz.İyi sporcu olmak için önce Allah vergisi yetenek sonra çok çalışma en sonunda da malzeme gelir.Kızney için 20-24 mm yeterli çaptır bu çaptaki neyleri sıkıntısız üflersiniz.Daha çaplısı hem para bakımından,hem nefes bakımından sizi yorar.Birde yukarıda dediğim gibi çaplı olsun derken ney yerine kürek sapı almak riskide var.Başpare konusunda ise söylenecek çok şey var.Başpareleri kıyaslarken önce malzemeleri değil açkıya bakmak lazım.Herkes boynuz iyidir diyor.Tamam iyidir ama doğru açılmamış bir boynuz başpareye göre daha iyi açılmış delrin başpare daha iyidir.Kıyaslamayı böyle yaparsak daha sağlıklı olur.Başparenin neyzenin alışkanlıklarına uygun diklikte,yükseklikte,çapta ve ağız açıklığında yapılmış olması malzemesinden çok daha önemli.Ancak bunu sağladıktan sonra boynuz veya abanoz yada diğer malzemeleri yukarıdan aşağı doğru sıralayabiliriz.Başpare çok önemli 0.5 mm lik fazlalıklar bile herşeyi etkiler,neyi ney yapan,kamışa değer veren başparedir.Kötü bir başpare herşeyi berbat eder.Muhabbetle..

Soran: İbrahim Yusuf IRMAK
Bize Ney'i ve Ney ile ilgili düşüncelerinizi anlatırmısınız.

Cevap: İlhanÖDEN
Mevlevilikte ney'in önemi büyüktür.Ney ve kudum olmadan ayin olmaz.Ney kamil insan gibi dinlenir.Türk musikisi ve tasavvuf musikisinin tek üflemeli sazı Ney dir.Ney cumhuriyet dönemine kadar daha çok dergahlarda üflenirdi,üfleyenler çoğunlukla bu dergahların mensubu dervişlerdi.Türk musikisi dışında hele eğlence amacıyla kullanılmaz,3.Selim han gibi birçok padişah tarafından üflenir,Neyzenlere saygı gösterilirdi.Neyi günümüzde de bu haliyle üfleyenler ve musikimizde kullananlar aynı saygıyı ve hürmeti görmeye devam ediyorlar.Bu gözle bakınca Ney ve Neyzen diğer enstrumanlardan ve icracılarından farklı bir önem kazanıyor.Neyi öteki enstrumanlarla aynı çerçevede görüp her türlü musikide kullanmak tercih meselesidir.Kimsenin Ney bu şekilde kullanılmaz demeye hakkı yoktur,günümüzde halk müziğinde,pop ve diğer müziklerde Ney başarı ile kullanılıyor.Kullananlar çok popüler, albümler iyi satıyor.Mercandede ve Ercan Irmak,Başar Dikici gibi müzisyenler eleştirilirken (Geleneksel kesim tarafından) geleneksel cizgi dışında olmasına rağmen kendi müziklerini yapan Yansımalar grubu alkışlanıyor.Bunda giyim,imaj,mekan ve duruş gibi faktörlerin önemi büyük.Sonuçta bu şekilde kullanıldığında Ney geçmişten gelen mistik özelliklerini yitiriyor.Ama tüm artılarına rağmen neyin 5000 yıllık bir ensturuman olduğunu unutmadan din dışı musikide de kullanılması gerektiğini düşünüyorum.Bu gün Ney tekrar gündeme oturduysa ve her kesimden ilgi görüyorsa bunda türkmusikisi dışında üfleyenlerin payı büyük."Bize ne az olsun öz olsun" diyenler de olabilir.Onlara da saygı duymakla beraber.Ney hiçbir kesimin tekelinde değil.Kişisel düşüncelerim bu yönde.
Yazan: İlhan ÖDEN

Soran: S.KARATAŞ
İlhan abi selamlar benim merak ettiğim bir konu var.
neylerin boyu kısaldıkça veya uzadıkça çıkan seslerin tizleşme veya pestleşme orantısı nedir. Belki acemice bir soru ama beni bilgilendirirsen sevinirim.saygı ve sevgilerimle.

Cevap : İlhan ÖDEN
Abicim bu konu çok geniş,kısaca anlatmaya çalışayım.
Türk musikisinde buselik dizisini oluşturan perdelerin her biri için ayrı ney açılmış.Yani açılan her neyin rast perdesi buselik dizisindeki bir ana perdenin sesini verir.Bu durumda her ana ney bir altında yer alan neyden bir ses pest,bir üstündeki neyden bir ses tiz ses verir.
Örnek verecek olursak. Mansur neyde bütün delikler kapalı rast sesi SOL dür.Mansurdan bir ses tiz akorttaki Kız neyin tüm delikler kapalıyken rast sesi LA dır.Mansurdan bir ses daha pest akorttaki Şah neyde ise rast sesi Fa dır.

Biz elimizde hangi ney olursa olsun hep aynı notaları gördüğümüzde aynı perdelere basarız.Daha açık örnekleyecek olursak Neyleri trafikteki araçlara benzetelim,TIR ,Kamyon veya otomobil kullanırken hep aynı trafik kurallarına göre araçlarımızı kullanırız fakat bazı araçları kullanmak ebat olarak bize zor,bazıları kolay gelir,büyük araçların sesleri kendinden küçüklere göre daha kalın ve gürdür.Bu araçları ihtiyacımıza göre kullanırız.Ağır ve çok yük taşıyacağımız zaman büyük araçları,gezmek için ise daha küçük araçları kullanırız. Musikide de böyle,yapılacak icranın akorduna göre açılmış neyi alır kullanırız.Vitesler,pedallar,el freni hep aynı yerdedir. İşte böyle..

Umarım yardımcı olabilmişimdir.Selamlar.

Soran: Aslınur
Merhabalar İlhan Bey .
Size bir sorum olacaktı. Öncelikle ben bir üniversite öğrencisiyim ve fizik dersinde,hocamız bize kendi hocasından övgüyle bahsederken, hocasının ne kadar güzel ney çaldığını söylemişti.
Ve ardından hocamız yıllardır, Ney'in 7. ve 10. deliklerinin neden kapalı olduğunu araştırmış, bulamamış.Acaba siz biliyor musunuz?
Teşekkürler...

Cevap : İlhan ÖDEN
Merhaba Aslı.
Neylerde önde 6 arkada 1 toplam 7 delik vardır.Hiçbir neyde 10 delik olmadığı için 10. deliği sorudan çıkararak devam ediyorum.

Eskiden Neylere sadece ön yüzdeki 6 delik açılırmış.Arkadaki perdeyi ilk defa Kutb-u Nayi Osman dede bundan 250 yıl kadar önce açmış ve Neyler bu günkü şeklini almış.Hala bazı hocalar , Ney üflemeye yeni başlıyan öğrencilerin neylerinin arka perdesini açtırmadan derslere başlarlar,daha ileri aşamalarda arka deliği açtırırlar.Ney üflerken,eser çalarken arka delik diğer deliklere nazaran daha az kullanılır.Yukarıda da belirttiğim gibi sonradan açılmıştır ve bizim "dem sesler" dediğimiz Neyden çıkan en kalın seslerin üflenmediği eserlerde hiç kullanılmasa bile olur.Sanırım burası anlaşılmıştır.

Sorunu "Öndeki 6 deliğin altına -ortasına veya üstüne neden başka delikler açılmıyor" şekline dönüştürerek sorarsak, cevabı buna "gerek olmadığı için" olur.

Peki neden başka deliklere gerek yoktur?
Ney üflerken,Ney içine hep aynı şiddette üflenmez.Ney üfleme nefes şiddetine göre devrelere ayrılır.

ÇOK SICAK NEFES.......(1. devre)
SICAK NEFES.............. (2. devre)
ILIK NEFES................. (3. devre)
SOĞUK NEFES.............(4 .devre)
ÇOK SOĞUK NEFES.....(5. devre)

Ney ile eser icra ederken, Gitar çalan birinin en üst telden en alt tel'e kadar gezindiği gibi,biz de bu nefes devreleri arasında aşağı yukarı gezeriz.Bazen yavaş,bazen hızlı nefes şiddetini refleks ile ayarlıyarak üfleriz.

Aynı bir şöförün yol durumuna göre aracın vitesini değiştirdiği gibi.Neyzenlerde Ney üflerken eser durumuna göre nefes şiddeti değiştirirler.

Üflerken en üst deliğe gelip daha tiz ses gerektiğinde yukarda yeni delik aramak yerine nefes şiddetimizi bir derece arttırıp,ney içine daha hızlı ve tiz üfleyerek alttaki delikleri kullanmaya başlarız.Aynı şekilde giderek kalınlaşan seslerle en alt deliğe kadar inip,daha kalın ses için altta delik aramak yerine nefesimizin şiddetini azaltarak Ney içine daha pest bir ses gönderip yine üst perdelerden gereken sesleri elde ederek eseri seslendirmeye devam edebiliriz.

Ney delikleri belli bir sistemle açıldığı için her nefes devresinde deliklerden çıkan sesler belli oranla değişir.Neyzenler şiddet değiştiğinde ne olacağını bilir.Aynı gitar çalan birinin düşünmeden alt ve üst tellere çıkıp-inip doğru sesleri bulduğu gibi...

Ney deliklerini biz "perde" olarak adlandırırız.Bu nefes kombinasyonları arasında gezinirken Ney açkı sisteminin (delik formülü) verdiği avantajları kullanırız.Ney üzerinde üfleme şiddeti değiştiğinde aynı sesi veren perdeler vardır.Batının en gelişmiş sazı olan piyano ile aynı eseri seslendiren iki kişi aynı tuşları kullanmak zorundadır.Ney ile aynı eseri üfleyen iki neyzeni izlerken başka başka delikleri açıp kapattıklarını görürsen şaşırma...

Basit bir kamış parçası üzerine açılmış 7 delik ile ilkel bir "düdük" gibi görünen Ney içinde öyle sırlar var ki,yıllardır üfleyen ve yapan bizler bile ney hakkında her gün yeni şeyler öğreniyoruz.

Özetlersek...

Ney 3,5 oktavlık ses sahası içindeki tüm sesleri bu delikleri açarak-kapayarak , üfleme pozisyonunu ve şiddetini değiştirerek verebildiği için başka delik açmaya gerek yoktur.

Umarım sorunu anlayabileceğin şekilde anlatabilmişimdir.
Selamlar,derslerinde başarılar (Fizik hocana selamlar.))

 Soran : Fazıl Eriş
Sayın İlhan Öden amatörce ney açmaya çalışıyorum.İnternette ney açkısı ile ilgili bir döküman buldum.Bu dökümanda  ney çapı ile ses kutusu deliği arasında bir oran olduğundan bahsediyor. Buna da 9-15 oranı diyor.Bu bilgi doğru mudur,doğruysa bu ne demek, değilse ses kutusu deliği hep 8 mm mi açılmalı? Bir sonraki sorum da dügah deliği ile ilgili.Dügah deliğinin diğer deliklerden tiz olması normal mi? Ortalama 4-5 mm aşağıya çekince düzeliyor ama o zaman da çok aşağıda olmuyor mu? Bunun önüne nasıl geçilir?
Son olarak da bir iki ünlü ney yapımcısının neylerini incelediğimde ses kutusunun bir madde ile kaplı olduğunu gördüm.Bu küf değildi.Benzetecek olursak sanki gri renkli çok ince bir tozla kaplanmış bu nedir?

Cevap : İlhan ÖDEN
Sorularınıza maddeler halinde cevap yazayım.
DELİK
Ses kutusu deliği en fazla 8 mm açılır. Küçük neylerde 1mm daha dar açılabilir.
9/15  oranı diye bir şey yok. Bir usta kendine göre bir yöntem geliştirmiş olabilir ama herkes tarafından kabul görmüş böyle bir oran yok.
Niyazi Sayın Tarafından geliştirilen başka bir yöntem var o da ses kutusu deliğinden sonraki 2 boğumunda adeta ses kutusu deliği gibi tam açılmayıp kademeli olarak biraz daha geniş bırakılması. mesela 8-9-10 mm gibi 2. ve 3. boğaz yapılması.
DÜGAH
Dügah deliği aslında tiz değildir.Tizlik Türk musikisi ve Batı müziği arasındaki farktan kaynaklanıyor.Neyleri klasik metoda göre açıp.Batı müziği akort sistemine göre yapılmış aletlerle kontrol ediyoruz. Her perdede biraz fark olması normal ama günümüzde maalesef herkes batı akorduna uygun neyler istiyor. O zaman delikleri kaydırmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor.
Kız ney dahil daha büyük neylerde ben de talep olduğu için bazı kaydırmalar yapıyorum.Dügahta 3-4 mm çok büyük kaydırma değil ama asıl sorun 3 ve 4. devrede dügah perdesinden çıkan diğer seslerin doğruluğu.Dügahı tutturayım derken o perdeler pesleşirse yapılan işin anlamı olmaz.
Kişisel düşüncem klasik açkıdan yanadır. Ufak tefek farkları iyi bir neyzen tolere edebilir.
KÜF
Neylerin içine bir madde sürüldüğünü duymadım.Ben asla sürmem.Doğru üflenen ve bakımları doğru yapılan neylerin içinde grimsi siyah bir madde ile kaplanır buna biz  "Neyin yanması" deriz.Bu küf değildir.Ney eskidikçe bu kararma aşağı boğumlara doğru iner ve Neyin sesini güzelleştirir.Bu madde ney kuru iken kağıt mendille sılinse mendil pek kirlenmez.
Küf , mantarlaşmadır ve mendile bulaşır.
O ustaların açtıkları üflenmemiş yeni neylerin içine bakarsanız bir şey sürülü olmadığını görürsünüz ama ney dışına vernik gibi parlatıcı sürenler var..Tabiki bu da doğru bir işlem değil.

Umarım yararlı olmuştur selamlar,sevgiler.

Soran : İskender Karakaya

 Merhabalar, İsmim İskender yaklaşık 6-7 yıldır ney üflüyorum. 2 mansur ve 2 kız neyim var.
artık şah üflemenin zamanı geldi diyerek diğer neylerimin sahibi Gökhan Özkök beye bir şah ney yaptırdım. sanırım 89-90 cm. mansur ise 79 cm. Benin boyum 1.80 civarında rahat üfleyeceğimi düşünü yordum. Ancak zorlanıyorum deliklerin hepsini kapatmaktada. Diğer neylerim delikleri 0.9 mm açılmıştı. Parmaklarım biraz ince şah neyde 0.9 civarında sorun yanlış tutuş pozisyonu mu? Arasıra ses çıkarıyorum. diğer neyler taksim yaparken bunda ses çıkaramamak canımı sıktı hocam. yardımlarınızı bekliyorum selamlar.

 Cevap : İlhan ÖDEN
Merhaba İskender.180 cm boy Şah Ney için yeterli ama herkesin anotomisi farklı kol ,parmak orantıları boy ile aynı oranda olmayabiliyor.Keşke Gökhan ustaya Şahney sipariş etmeden önce bir arkadaşının Şah Neyini deneme fırsatın olsaydı .O zaman durumunu belirtir usta da senin isteğine uygun nispeten daha kısa bir Şahney açardı.Çaplı kamış kullanarak ya da iç açkıyı ona göre açarak 860 mm.civarı Şahney yapılabilir,üçlü delik gruplarını tutuş şekline göre sağa sola çekerek biraz daha kolaylık sağlama durumu olabilirdi.0.9mm Ney delikleri için normal hatta daha bile geniş olabilir.Orda bir problem olduğunu sanmıyorum.Benim boyum 185 cm şahı rahat ,davut neyi eser çalacak kadar üfleyebiliyorum.Sanırım biraz gayret etsen alışabilirsin.Neye ilk başladığın günleri hatırla.O zaman Kız neye bile parmaklarımız zor yetişiyordu.İlk başlarda biraz boyun ağrısı ,parmak sıkıntısı olabilir. Yine de olmazsa yapacak başka bir şey yok.Selamlar.

Image Hosted by ImageShack.us

BU SİTEDEKİ ÖZEL FOTOLAR,ÇİZİMLER VE METİNLER İLHAN ÖDEN TARAFINDAN ALINTI YAPILMADAN HAZIRLANMIŞTIR...İZİNSİZ KULLANILMASI YASAKTIR...!

FEEDJIT Live Traffic Map

FEEDJIT Live Traffic Feed